19 Mart 2010 Cuma

22

22 yıllık yaşam yolculuğumun baya renkli geçtiğini söyleyebilirim. Renkli dediğimde aklına hemen kırmızı, sarı, mavi, yeşil gibi canlı renkler gelmesin içinde siyahlar, griler beyazlarda oldu çoğu zaman.Dışarıda milyonlarca kişi, bin bir çeşit hayat var. Benimki de, sıradan olmayanların arasında sayılabilir. Aslında hepimiz seçimlerimizin sonuçlarını yaşıyoruz, yani çoğu zaman! Seçtiklerim ve deneyimlerimden ortaya çıkan benle, halimden memnunum. Daha iyisini de yapabilirdim mutlaka, şimdiki aklım olsaydı ama bazı kadersel döngülere karşı çıkmak mümkün değil.Hızlı koşan çabuk yorulur derler. Ben de, neden bilmiyorum ama kısa vakitlere 22 yıla çok şey sığdırmışım. Güzel geçmiş her şey sanki. Öyle çok pişmanlıklarım falan da yok. Pişmanlık odamı uzuuun zaman önce boşalttım. Orası hep boş kalacak çünkü bütün yaşadıklarım, şimdi beni ben yapanlar. Onlar olmadan bu kadar farkında olamazdım. Hayatımdaki her olaydan dersler çıkarırım, denerim en azından ve hepsinin bana başka bir olguyu öğretmek, beni büyütmek için geldiğini bilirim. O yüzden pişman olacağım şeyleri yapmam, yaptıysam da boşuna vicdanımla savaşmam. Bir şey olduktan sonra çok pişman olsan bile değişmez ki, olan olmuştur zaten. Herneyse dediğim gibi öyle çok pişman olacağım şeyler yapmadım, he tabi bazen hatırladıkça saçma gelen şeyler oldu tabi ama bunlarda sadece geçmişe güldüren cinsten. Geçmiş demişken, eskiye değinmesem olmaz tabi ki. Ben eskiyi baya sevenlerdenim, geçmişi güzel olan geleceğinin de en az geçmişi kadar güzel olmasını dileyenlerden. Çok güzel bir çocukluk geçirdim, gerçekten güzeldi. Çok eğlenerek, gözlerimin içi gülerek, düşe-kalka, bol arkadaşlı, çok sevilen, çok seven, çok mutlu olan bir çocuktum işte. Çevremde bir sürü beni seven benim iyiliğimi isteyen insanlar. Arkasından güzel bir okul hayatım oldu. Güzel arkadaşlar kazandırdı bana, güzel insanları dahil etti hayatıma. Bazılarını o kadar sevdim ki, hiç çıkmasalar hayatımdan hep olsalar dediklerimden. Üzerinden yıllar bile geçse onlar hep olsa, hep yanımda olsa. –ki olacaklar, biliyorum. Ben istediğim sürece onlar benim yanımdalar biliyorum  ve bende onları en az beni sevdikleri kadar çok seviyorum. Sonrasında iş hayatına atıldım bazen çok zor gelen, bazen müthiş eğlendiren. Yaptığım işi seviyormuyum gerçekten bunu yapmak istiyormuyum bu da çok net değil ama bir şekilde bir şeylerle uğraşmak gerek! Baktım ki çok sıkıldım, yapamayacak gibiyim sektör değişirim, çok da sorun değil. Evet böyle işte. Çocukluk-okul-iş derken 22 yıl geçmiş, dolu dolu tam 22 yıl az da değil hani. Ben baya büyümüşüm meğersem, bahçede ip atladığım, yakalamaç oynadığım günler daha dün gibi gelsede ben büyümüşüm gerçekten de. Öyle yada böyle geçiyor bir şekilde. Bazen çekilmez oluyor hayat, lanet olsun diyorsun, kızıyorsun, sanki her şey kötü gidiyormuş falan gibi geliyor. Ama bazen de öyle bir an geliyor ki işte hayat bu diyorsun, hiç bitmesin istiyorsun. Daha çok var önümde, belki çok daha üzüleceğim ama belki de çok sevineceğim. Bakalım yaşayarak görmek gerek bazı şeyleri. Değişik oldu bu biraz, günlük kafasına kaydı sanki ama, içimden gelen bu şuanda. Herneyse böyle işte, devamını yaşayıp görmek gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder