13 Ağustos 2018 Pazartesi

Yazıyor, yazıyor...

Okumayı ve yazmayı öğrendiğim andan itibaren en büyük tutkum, okumak ve yazmak. Kitap-dergi-gazete-broşür her şeyi ama her şeyi okumaya bayılırım. Blogları takip etmeyi, tanımadığım kişilere yazılarından kişilik analizi yapmaya bayılırım mesela! Kişilerin yazılarını onların ses tonuyla okumaya çalışırım, sesini bilmiyorsam da ona en uygun ses tonunu bulup o şekilde devam ederim. Yazmaya aşığım, bu da benim terapim sanırım, kelimelerin gücüne inanıyorum. Bu yüzden bana yazılan her kelimeyi de mutlaka saklarım, minik notlar ve mektuplar romantizm kokar benim için. Kelimelerle flört etmeyi seviyorum.
Ruhuma iyi geliyor yazmak, kalbime iyi geliyor bana yazılanları okumak.
O yüzdendir ki, yazabilen herkese hayranım, gözümde inanılmaz büyüyor bu özelliğiyle.
Söz uçar yazı kalır derler ya, doğru aslında. Yazdığınız bir şeyi aradan yıllar geçse dahi tekrar tekrar okuma şansınız var, ve okuduğunuz her an o yazıyı yazdığınız ruh haline bürünüyorsunuz. Kokular gibi duygular da unutulmuyor. Bir şekilde ölümsüz anılar biriktiriyorsunuz.
Eski yazdıklarımı okudum bugün biraz, heyecanlandım, üzüldüm, sevindim, korktum, mutlu oldum. Gerçekten yazıyı yazarken hissettiğim duyguyu yaşadım bir kez daha.
Bana iyi geliyor yazmak, yazılanları okumak.

yazın bence, siz yazın, ben okurum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder