9 Şubat 2011 Çarşamba

İnsomnia

Uykusuz bir geceye daha merhaba.
Kapanamayan cin gözlere merhaba.
Can sıkıntısına merhaba.
Sabah 12 de uyanan dolayısıyla geceleri uyuyamayan sevgili bünyeme merhaba.
Şu saatte uyuyan tüm dostlarıma merhaba.
Çalmayan telefonuma merhaba.
Evdekilerin horultu seslerine merhaba.
Kulak tırmalayan saat tik takına merhaba.
Gecenin bu saatinde kornaya basan öküze merhaba.
Sıcacık yatağıma merhaba.
Hayal gücüme merhaba.
Uyku getirmeyen kuzulara merhaba.
Olmayan uyku perime merhaba.

Beni terkeden uykuma elveda.
Uykusuzluğa merhaba.

1 Şubat 2011 Salı

saçma!

Yok hayır, öyle saçma ergen tavırları içerisinde hayatından bıkmış, isyankar modda değilim. Sadece sıkkınım bugün, ama sebebsiz. Anlam veremediğim bir huzursuzluktur gidiyor. Hani gün kötü başlayınca kötü devam eder ya, ( ha bu arada Murphy’ye selam olsun) öyle bir şey sanırım. Esasında günün kötü başlamasının çok bir somut nedeni  de yok, öyle  moralsiz bir gün diyelim. Her olaya gülebilen, en ufacık olaydan mutluluk duyabilen, pollyanacılık oynamaya bayılan ben anlamsız bir moralsizlikle boğuşmaktayım şu saatlerde. Halbuki tatil, yani mutluluğun tavan yapması gereken nadir zaman dilimlerinden.
Herneyse geçer, yani umarım tez zamanda gider şu sıkıntı bulutları üzerimden.  Yoksa çok çekilmez oluyorum, farkındayım.  Suratsız bir ben hiçç çekilmiyor. O zamanlarda ben bile bana tahammül edemezken başkalarının bana katlanmasını bekleyemem, o kadar da bencil değilim. O yüzden tıktım kendimi eve, negatifliğim beni terk edene dek, bende kendimle başbaşa kalıp sadece kendimin cansıkıntı nedeni olayım. Ben sevmem ya çok kaprisli, mıy mıy insanları, şimdi de kendim o konumda olduğum için kimseyi rahatsız etmiyorum işte. Böyle de düşünceliyimdir, heheh. Laf!
Bu arada Lost dvdlerimi kaybettim evin içerisinde. Yeniden Lost krizim gelmişken hemde.
Biri bana Lost dvdlerimi bulsa ya keşke, ya da hediye etse falan.
Mutlu etse işte birileri beni.