25 Nisan 2010 Pazar

iyi ki doğdun damlaaaa

Uykusuzluk, sıkıntı bir de alkol iiiişte bu süper üçlü bir araya gelince adama her şeyi yaptırır. Şu fotoğrafını çektiğimiz şaheseri gece 4 e doğru çizdim. Önce siyah göz kalemi ardından kırmızı ruj! Ahah. Bi dakka baya karışık olcak gibi sanki şöle en başından anlatmalıyım. Zaten saatlerdir bu anı bekliyorum hemde onca uykusuzluğuma rağmen. ilginç yada beni mutlu eden bi olay bi durum yaşamışsam bunu hemen yazmalıyım sevgili bloguma. Nihayet sevimli odamda tatlı  bilgisayarımla başbaşayız. Damlanın doğum günü için küçük çapta çok kalabalık olmayan bir grupla kutlama yapmaya niyetlendik. Kızlar da sorun yoktu da erkekler patıt patır fire vermeye başladı. Tamam kabul ediyorum bazılarının epey geçerli sebepleri var. Bizde olayı kızlar partisine çevirmeye yeltendik ki tolga aklımıza hiçç gelmedi her nedense. 8 güzel tatlı hatun giyinip ayarladığımız mekana doğru yola koyulduk. Gece hafif sessiz ve sakın başlasada zahide teyzemiz ortamı oldukça renklendirdi. (o nasıl bir enerjidir yahuu?? Kadıncağazın adı zahide değildir muhtemelen amaaaaaaa mekanın ismindendir ki bizler öyle uygun gördük. O artık bizim zahide teyzemiz.) tek erkek olarak gecemizi renklendiren tolgayı son anda barış gelerek bir nebze de olsa rahatlattı :) gece oldukça keyifli bu saatlerde. eskilerden parçalar çalıyor zahide ablamız, mikrofonu da verdi elimize ki ohhhhh değmeyin keyfimize. Damla yıne yapacağını yaptı ve 1. Miller da sarhoş. Ha bu arada içtiğim en kötü kırmızı şaraptı, böğğğğ.  Şarkılar danslar ve sarhoşlar olarak zahide teyzemizin ( tamam artık teyze demiycem sıktım farkındayım) mekanında bi hayli eğlendik ve 2. mekanımıza doğru yola koyulduk. tolga ve barışla geçen kısacık yolculuğumuzun ardından artık evimizdeydik. İçmeye ve tıkınmaya evde de devam ettikten sonra bir önceki geceden de hiçç uyumadığımız için uyku fazlaca sıkıştırmaya başladı. Ve kafalarda fazlaca güzel olunca yatmaya niyetlendik 4 e doğru ve girdik yorganların içine. Normalde aşırı derecede tembel ve bir hayli üşengeç olan ben söz konusu muzurluk olunca tembellik üşengeçtik bilmem. Nec  ve damlanın da aklını çelerek uyandırdım önce göz kalemi ardından kırmızı rujla başladım camlara yazılar yazıp resmler yapmaya. Kafa da güzel ya hanii, yaptığım hiçbir şeyi mantık süzgeçimden geçiremiyorum ki. Aklıma gelen gerekli gereksiz herşeyi herşeyi yapıp konuşmuşum yine:)  bir de fotoğraf çekiliyoruz yazdığım yazılarla falan. Pes artık! Saat 5 den sonra uykusuzluğa yenik düşüp olduğumuz yerde sızıp kalıyoruz ama 7 gibi cin gözler yine açılıyor. Damlanın doğum gunu de bölece sona eriyor falann. İyi ki doğdunn damlaaaaa. İyi ki varsın damlaaaa. Seni çokkkkkkkk seviyorummmm. Muckmuckmuckkkkkkkk =))))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder