8 Ocak 2010 Cuma

Sen ve ben...

Eğer kalabalıktaysan ama yalnızsan, herkese çok yakınsan ama bir o kadar da uzak, gülümsüyorsan içinde derin, buruk bir boşluk varken. Yapacak çok şeyin varsa fakat hepsini yapacak kadar vaktin olmadığını düşündüğünden her şeyi yarım bırakıyorsan... Ben de senin gibiyim, belki de seninle duruyorum, yanında ya da yanında hissedeceğin bir yerde. Şimdi sana beni anlatacağım ya da bendeki seni.
Şimdi ben buradayım. İki elinin arasında tuttuğun kitapta değil, kafandayım, orada yarattığında... O her nasılsa ve ne yapıyorsa ben oradayım. Bu bir tesadüf değil, anlayacaksın. Benden alabileceklerini, sonrasında aldıklarını sadece sen bileceksin. Bu bir başlangıç... Yüreğinin sesini duyuyorum, arayışını biliyorum. Bedenimi, ruhumu sonuna kadar açtım. Ruhum benim liderim. Yaşamın hesap defterini kapatıp, izlemek yerine yaşamaya başladığın an neleri hissedeceğini hissetmek, benim varoluşumun ta kendisi...
Gel hadi anlatacağım, sonra da gideceğim.

" İnsanız . Nefret de edeceksin, hıçkıra hıçkıra ağlayacaksın, kırıp dökmek isteyeceksin, herşeyden vazgeçmek isteyeceksin, kıskanacaksın,
aldatacaksın, yalan söyleyeceksin, üzecek, üzüleceksin...
Hepsi var. Hepsi var olacak. Sen yaşadıkça, ben yaşadıkça...
Bu duygularımı yok sayamam, yokmuş gibi davranamam.

Bu kadar dolanıp dolanıp anlatmaya çalıştığım şey, hayatın,yaşamın  nasıl bir süreç olduğu ve bu süreçte senin nasıl bir unsur olduğun. Dünya senin baktığın gibi var. Bu dünya berbat da olabilir, cennet de olabilir. Sen bu dünya için yük de olabilirsin, dost da...
İlk buluşmamız için nasıl bir son hayal ettiğini bilmiyorum. Seninle karşılaşmamız bir tesadüf değil. Tesadüflere hiç inanmadım. Şu anda senin benimle olmanın bir nedeni var. Bir şekilde yollarımız kesişti. Ben kendimi senin ulaşabileceğin bir yere koydum, sen de beni seçtin. Bu bir başlangıç. Senin bir geceyarısı tasvirinle başladı, bir sohbetle devam etti ve benim son sözlerimle sona erecek.
Şimdi sen sensin, ben de ben... Bu hep böyleydi ve böyle olacak. Sen seni yaratıyorsun içindekiyle, ben de beni... Şimdi otur ve düşün. Yaratmak istediğini yarat...Yaşamak ya da yaşayan ölü olmak. Ben sana bir ayna tutmaktan fazlasını yaptım. Seçimi yine sen yapacaksın. Ben kapıyı çarpıp çıktıktan sonra ya yalnızlığında mevcut hayatına döneceksin, ya da sen olma yolculuğunda, içinde olduğun evrene ve yaşadığın dünyaya anlam katmakya yol almaya başlayacaksın, aldığın yolda ısrar edeceksin.
Şu andan sonra yanında değilim, yalnızsın; sen benimle yürüme cesareti gösterene ya da ben seni tekrar buluncaya kadar..."

                                           " Sen ve ben "
                                         Aret VARTANYAN



Aret Vartanyan diye bir adam var, herkes biliyordu da ben yeni tanıyorum sanki. hani iç ses gibi bir  adam. ne kadar sussan da seni anlar gibi hissettiğin adam. hep üzerine düşündüğümüz şeyleri derleyip toparlayıp karşımıza çıkaran adam. cümleleri çok basit, kitabını okurken sanki arkadaşınla konuşuyorsun gibi. kahve sohbetinde uydurduğun metaforların bileşkesi kitabı. yine de okunası,  okudukça okunası. kitabın sayfaları ilerlerken, Aret'in arkadaşım olduğuna yemin bile edebilirdim. beni bu kadar anlaması, tüm insanlığın aynı sorunlardan muzdarip olduğunu gösteriyordu adeta. acayip bi  kitap, boşlukta okunası desen değil, kişisel gelişim gibi ama o da değil sanki. nasıl tarif etmeli bilmiyorum. sorular var ya kafanda dönüp duran, onların cevabı sanki. kendini sevmekle, yaşamakla, hayatla alakalı herbir sayfası. güzel cümleleri var, her defasında cp yapıp göndermek istediğim. üşenmeden altını çizdiğim sayfaları var. hani bazı şeyler vardır ya onları istersin ama dile getiremezsin, aslında öyledir ama kimselere söyleyemezsin hatta çoğu zaman kendine bile ifade edemezsin, zorlanırsın bazen... ama bir yerlede duyduğunda ya da okuduğunda işte o evet tıpkı böyle bu benim dersin ya, birileri tercüman olurya hislerine, sanki seni senden daha iyi tanıyormuş gibi gelir, beni benden daha çok biliyormuş gibi gelir ya bazen... alıp götürür seni böyle, okudukça okuyasın tekrar tekrar okuyasın hatta hep okuyasın gelir ya o zamanlar....

iyi hissettiriyor bana bu kitap. adı "sen ve ben" reklam yapmak değil de derdim, kitap çok okunası. bittiğinde daha iyi oluyor her şey sanki. herkes okumalı bence. zaman kaybı falan değil çünkü, okunmalı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder