19 Kasım 2010 Cuma

R.

Bazen de bütün fizik kurallarına rağmen yerçekimine karşı gelip uçabilmek, birine derinden duyduğun sarılma hissiyle başedebilmekten daha kolaydır... 


ne kadar güzel bir söz değil mi?

17 Kasım 2010 Çarşamba

arabada aşk başkadır.

uzun boylu erkek; canımsın.

marilyn monroe


jack daniels

istiyorumm!!

Ben bundan istiyorumm!! bu küvet, benim gibi sabah yataktan çıktığında değil de sadece duş aldığında uyanabilen biri için çok ideal. değil mi? baksanıza ama ne kadar da şirin.


Hayır hiç kıskanmadım! (yersen)

16 Kasım 2010 Salı

Kırmızı..

şimdi olsaydı güzel olabilirdi.

çok tatlısınız

Bu kadar tatlı çocuklarım olabilmesi için nasıl bi adam bulup evlenmeliyim acaba? :)









14 Kasım 2010 Pazar

Aslı

Kim ne derse desin, sende benim için çok önemlisin, çok değerlisin. Sen öteki aybikemsin. herşeyimi bilen, her şeyini bildiğimsin. Evet bazen kızdığım ama asla küs kalamadığımsın, hep çağırdığım, yanında hiç sıkılmadığım, ne olursa olsun hep yanımda olacak kişisin sen, 17 yıl önce çamurdan pasta yaptığım, saçmalamaların dibine vurduğumuz, sevimsiz lisemi çekilir kılan, her şeyi ilk duyan, turuncu örtümüzün sahibi :) ve hayatımın geri kalan resminde hep en yakınımda dolaşansın sen. eskiden diye başlayan tüm cümlelerimin en özel kelimesisin, bundan 30 yıl sonra bile ismini en çok telafuz edeceğim kişilerdensin. gözlerim kapalı sırtımı dayayabileceğim, koşulsuz güvenebileceğim öteki bensin sen.

evet ben hep senın yanında olucam, yine küsücem, yine kızıcam, yine pembe pijamalarımı giyip markete bensiz gitmenizi sağlıycam. Böylede üşeneceğim ben :)

Başını ağırtana kadar konuşucam, aybikem yeter diyene kadar en sevdiğim şarkıları dinleticem, sanat ödevimi yine sana yaptırıcam, sevdiğim her şeyi seninde sevmeni bekliycem, her ne kadar bencillik olsada! :) diil ama, neyse ;)

başını çevirdiğin her yerde olucam ben, gölgen gibi, biliyosun evlenince o evde benimde odam olucak! olucak yani, net.

kısacası çok uzun bi süre daha yanındayım, yanıbaşındayım. sen istesende, istemesende. yine sana anlatacak bi çok saçmalıklarım olacak, yine birilerine aşık olup sana koşacağım, yine herşeyi sana anlatacağım ve yine sen hep beni dinleyeceksin.

anla işte kızım ya, senin bensiz bir hayatın olamaz. sen elmanın öteki yarısısın. birileri bizi yiyene kadar beraberiz ;) unutma bunu. öperim. ;)

7 Kasım 2010 Pazar

sen olmadan

Şimdi biraz daha netleşiyor herşey;
22 yıl olmuş; 22 yıldır buradaymışım meğersem.
Minnacık bir nohut tanesi kadarken düşmüşüm anne karnına, 9 ay sabredip sonra güven yumağı kollara. Derken bebeklik, çocukluk takip etmiş. Zaman geçmiş ergen olmuşum, genç kız olmuşum, aşık olmuşum! Ya da olduğumu sanmışım. Büyümüşüm. Sen olmadan çok eğlenmişim halbuki. 22 yıllık yaşam serüvenimin içinde  nefesimi kesen kısacık 1 anmışsın belkide sadece.


Doğduğun günü bilmiyorum, yanında değildim. tarih çok net fakat
İlk adımların, anne deyişin, ilk maça gidişin, ilk kavgan..  çoğu ilkinde yanında değildim.
İlk öptüğün kız ben değilim, ilk elini tuttuğun ya da ilk ‘seni seviyorum’ dediğin.
Seni ilk aldatan da değilim, ilk terk eden de; son da olmayacağım, biliyorsun.
İlk kez benimle yemeğe çıkmadın, ilk kez benim yanımda uyumadın, saçımı ilk okşayan da değilsin, benim için ilk ağlayanda.. son da olmayacaksın; biliyorum.
Hayatıma ilk giren değilsin, sen her ne kadar son olmak istesende.. bunu zaman gösterecek..
Hayatımın en zor gününde sen yoktun; atlattım
En mutlu günümde sen yoktun; sevindim
Kararsızlıklarımda yoktun; tercihimi yapabildim

En ihtiyacım olduğumda yoktun? Neredeydin? Neden gelmedin?

Evet 12 ekimde de yoktun. Doğum günümde sensiz geçti, çok da güzel geçti. Büyüdüm ben artık, büyüdüm. Alıştım sensizliğe, kimsesizliğe, kendime yetmeye, yetebilmeye..
Ve şimdi seni istemiyorum; o kadar da yerin yokmuş sanırım bende; benimde sende..
22 yıl önce yoktun, şimdi de olamayabilirsin. Çok alıştırmadan kendine, daha üzmeden beni, kırmadan kalplerimizi git artık.