30 Temmuz 2010 Cuma

dengesiz ben!

bazen çok kızıyorum; herkese, her şeye, duruma, olaya, hayata, dünyaya, sevdiklerime, sevmediklerime, hatta hiç tanımadıklarıma.
sonra durup düşünüyorum bazen; 'neden' diye. neden kızıyorum? cevap belli aslında 'bir şekilde üzülen oluyorum' üzüyorlar beni. sonra bu kez kendime kızıyorum yine; 'neden beni üzmelerine izin verdin' diye. sonra tekrar düşündüğümde benimde üzdüğüm bir çok insan olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalıyorum ve bu kez de onları neden üzdüm diye kızıyorum kendime. bu karmaşık döngü uzunca bir süre devam ediyor; sorular, cevaplar, nedenler, niçinler, ama'lar, verilen sözler, tutulamayan sözler, yalan gerçekler, gerçek yalanlar..
değişik bir kaos hali. içinden çıkılamayacak bir hal alıyor ister istemez.
ve tam o sırada 'hayat' diye bir ses geliyor bir yerlerden..
hayatın kendisi zaten bu; üzüleceğim, üzeceğim, kızacağım, seveceğim ya da nefret edeceğim. türlü türlü ruh halleri yaşayacağım, yaşatacağım, yaşayacağız..
gerçek bu çünkü. ben yaşadıkça, sen yaşadıkça, o yaşadıkça, hayat devam ettiği sürece olacak bunlar.
hoşuma gitse de gitmese de. sevsem de sevmesem de, istesem de istemesem de.
hayat bizim onu salladığımız kadar sallamıyor belki de bizi, onu dikkate aldığımız kadar önemsemiyordur belki de. belki de basit bir sims oyunundan ibaretizdir onun için, gülüp geçiyordur.
olamaz mı, olabilir bence. ama olmayabilir de!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder