13 Haziran 2010 Pazar

kendime not



ve sana söylemek istediğim en güzel söz
henüz söylememiş olduğum sözdür...



belki, eline en yakışan takı benim elim.


Bir yerden bir yere giderken uğranılacak bir şehir değildi. O oradaydı; varlığından kaçmayı imkansız kılacak kadar yakında ve birlikte var olunamayacak kadar uzaktaydı..

Bir zamanlar en çok istediklerim, şimdilerde olmayışından öturü Tanri ya şükür ile el actklarım oldular. Ve ben bu gün anlıyorum ki her olmayanın akabinde daha güzel bir şey süresinin dolup sırasının gelmesini bekler... Bana düşense hoş geldin demek yalnızca !

Yapabildiğimiz herşeyi yapsaydık, buna kendimiz bile şaşardık. 

Düş kurmak değil, bir düşe sahip olmamak budalalıktır. 

Başkası düştü mü, "çürük tahtaya basmasaydı" deriz. Kendimiz düşünce, bastığımız tahtanın çürük çıkmasından şikayet ederiz.

Rüzgarın yönünü tayin edemeyiz ama geminin yönün değiştirebiliriz. 

insan bir şeyi, çok ciddi olarak arzu etmeye görsün, hiçbir şeyi erişilmeyecek kadar yüksekte değildir. 

bazen yıldızları süpürürsün, farkında olmadan, güneş kucağındadır, bilemezsin.
bir çocuk gözlerine bakar arkan dönüktür, ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın. 
koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın. uçar gider, koşsan da tutamazsın.

Ya ümitsizsiniz, ya da ümit sizsiniz. Ya çaresizsiniz, ya da çare sizsiniz

Uçurtmalar rüzgar kuvvetiyle değil, bu kuvvete karşı uçtukları için yükselir.

Bir insanın yaşaması gereken her şeyi yaşa, dene!

Hızlı hızlı çıkmalısın o merdivenlerden!

Bundan yirmi yıl sonra yaptıkların değil yapamadıkların için üzüleceksin. Dolayısıyla halatları çöz. Güvenli limandan uzaklara yelken aç. Rüzgarı yakala, araştır, düşle, keşfet.

Küçük kapılardan girmeye çalışanlar, eğilmeye mecbur olurlar.

Hayatta en büyük eğlence başkasının yapamazsın dediğini yapmaktır


İyilik onun özünde var!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder