27 Aralık 2010 Pazartesi

Öyle işte

Ben bu yılın güzel mi yoksa kötü mü geçtiğini anlayamadım. Kararsızım. Özellikle şu son 1 haftam oldukça berbat. Mutsuzum. Sıkılıyorum. Üzülüyorum. Özlüyorum. Ve bunların hepsi sebepsiz.
İstemediğim ortamlarda bulundum şu 1 haftada, üzülmeyi hiç hak etmediğim insanlar tarafından üzüldüm, yanlış anlaşıldım. Ya da bende üzdüm. Çirkin konuşmaların hatta birazda yüksek seslerin bulunduğu bir karmaşanın tam ortası bırakıldım. Hem de nasıl özlemişken.
Hiç olmadığı kadar ağlamak geldi içimden. Çok çaresiz hissettim kendimi, nedenini hiç bilmezken.
Birde üzerine bir sürü hastalık ekleniverdi. Bağışıklığım bu kadar kuvvetliyken, ben o kadar hiç hasta olmazken, duygularımın karmaşıklığı, üzüntülerim, mutsuzluklarım bağışıklık sistemini de çökertiverdi. Evet o da darma duman. En ufak şeyden hasta olabiliyorum şimdi. Şuan bunu yazarken de oldukça hastayım mesela, lahana gibi kat katım. Üşüyorum, hemde çok.
Bu yazıyı neden yazdım? Onu da bilmiyorum. Öyle işte, içimden geldi diyelim.
Şimdi uyuycam biraz. Farkındayım saat henüz çok erken, ama dedim ya; hastayım ben.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder