15 Eylül 2010 Çarşamba

aslında, ama. yok yok.

aslında çok uzun zamandır yazmak istediğim bir şeydi bu. hep aklımda olan ama bir türlü yazma cesaretini kendimde bulamadığım. ama yinede en yazılası.. belki de hakkında yazılmayı en çok hak eden. şimdi tüm cesaretimle yazıyorum, sanırım şuan hazırım buna. ve eğer şimdi yazamazsam bir daha asla yazamam, biliyorum. kişi ya da obje değil bu. bir yer de değil, ya da bir olay. tamamıyla benim ruh halim, hissettiklerim, özlediklerim, hatırladıklarım, hiç unutmadıklarım ya da unutamadıklarım. görmek istediğim ama bir türlü göremediğim, özlediğim ama dokunamadığım, istediğim ama benim olamayanım. çok sevdiğim ama söyleyemediğim, sahip olduğum ama kaybettiğim. bıraktığım ama hep yanı başımda olmasını istediğim, üzdüğüm ama üzmeyi hiç istemediğim.. ya da terkettiğim ama onsuz olmayı hiç istemediğim.. yazmayı çok istediğim ama kelimelere sığdıramadığım. türkçemin yetersiz kaldığı bildiğim tüm kelimelerin anlamsızlaştığı, gördüğüm her şeyden daha güzel ve anlatamadığım kadar hatta hiçbir zaman anlatamayacağım özel 'o'. (yok, hayır kişi değil bu)

bazen böyle hissediyor insan. kötü oluyor. bir de hepsi üst üste gelirse, çok fena. net, kötü. yinede anlatamıyorum. anlatabilirim ama kendimi tutuyorum şuan. yapmadığım bir şey bu, yapamadığım. hissettiğim her şeyi hemen söylerim. içimde tutamam asla. ama şuan kişiliğimle ters düşüyorum. onuda şaşırtıyorum, farkındayım. ama susacağım. anlatamayacağım daha fazla. yazamayacağım. evet gurur duydum kendimle. hayran kaldım kendime. ve susuyorum. belki sonra, ama şimdi değil. hiç değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder