12 Mart 2013 Salı

kırmızı.

bir trafik lambası getirin şimdi gözünüzün önüne. yönetir durur, arabaları, insanları. ona göre dururuz, geçmek için hazırlanırız, tamam artık geç dediğinde de geçeriz.

sen de aynı öylesin. yoruldum artık, anlamıyorum seni.

tam sarı ışıklar saçıyorsun, bu kez oldu diyorum, tamam diyorum, sinyal üzerine sinyal veriyorsun, sarının tüm tonlarını gösteriyorsun bana. yeşilin yanmasını beklerken ben, sen kırmızı ışığa bürünerek durduruyorsun beni.

buna da tamam diyorum. olmadı, olmuyor, olmayacak diyorum. alışmamışım ya zaten sana, çok kolay kabul edebiliyorum olmayışını. işte ben tam kendimi bu olmamışlığa alıştırıp kabul ettirmişken sen yine sarı ışıklar yakmaya başlıyorsun; yeşile çok yakın tonlarda.

hiçbir renkte tam değilsin. ben sana hep çok sarı oldum, çok yeşile döndüm, dönmek istedim. kırmızının uzağından dahi geçmedim, istemedim geçmeyi.

şimdi yine aynı şeyi yapıyorsun. olmadık anlarda, olmadık şekilde yeşile dönen ışıklarını gönderiyorsun bana. yarın aniden kırmızı olabilirsin, bunu da biliyorum. netsizliğine, dengesizliğine, emin olamayışına, güvensizliğine, çok renkliliğine çok alıştım.

şimdi gel desen, tamam desen, hep yeşil desen..

benim rengim belli, kırmızı.

senin "sarı"na karşı, kırmızıyım.
senin "yeşil"ine karşı, kırmızıyım.

ben artık sana hep kırmızıyım canım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder