9 Ocak 2013 Çarşamba

korku

eskilere gidelim biraz. 5-6 yaşlarıma. korku kelimesiyle henüz tanışmamışım. hiçbir şeyden korkmuyorum. gürültüden, ambulans sesinden, yüksekten, asansörden, kapalı yerlerden..
lugatımda öyle bir kelime yok.

şimdiye gelelim.
kronik korku hali.
her şeyden. gece tek kalmaktan, karanlıktan, gök gürültüsünden, asansörden, kapalı alanlardan, hastalanmaktan, sevdiklerime bir şey olmasından, ölümden, üzülmekten..

"korku" kelimesinden bile korkuyorum. korkmayı kabul etmişim, üzerine gidemiyorum.
geçenlerde yağmur yağdığı bir gün, Selda, ben ve Damla. Yeniköy'de sahildeyiz, arabada elimizde sıcacık içeceklerimiz elimizde. deniz dalgalı, gökyüzü hüngür hüngür ağlıyor. bulutlar bağıra çağıra kavga ediyor. saat 20:30 civarı. her yer çok karanlık. şimşekle aydınlanıyor her yer. ve ben korkudan ölmek üzereyim. kızlar şaşkınlıkla bana bakıyor ve rahatlatmaya çalışıyor.
 anlam veremiyorum, bir ışık-ses beni nasıl böylesine korkutabilir?
kalbimi adeta yerinden çıkacakcasına hızla çarpabilir? 
eğer evdeysem o sıra nasıl beni korkudan uyutmayı reddettirir?

korku fena şey. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder