13 Ocak 2013 Pazar

kendime not.


kendime bir söz verdim, hiç kimseden hiçbir beklentim olmayacağına dair. böylesi daha mutlu edici.
en büyük yanlışı herkesi kendimiz gibi sanarak yapıyoruz. bu net. olaylara hep bizim düşündüğümüz gibi bakıp, bizim düşündüğümüz gibi devam etmesini bekliyoruz. sonucu öyle olmuyor. sonra üzülüyoruz. hemde çok!

ikili ilişkilerde de böyle. arkadaşlık, eş-dost vs.de de böyle. beklentisiz yaşamak en güzeli öyleyse. hiçbir karşılık beklemeden. hem böyle olunca, sonucunda küçücük bir hediye bile alsak joker oluyor. o kişinin hesabına yazan +1!

ben çok düştüm bu hataya. hata değil aslında, beklenti. ama sonra çok üzüldüm, gereksiz yere çok taktım her şeyi kafama, çok düşündüm. ve hep kendimi üzdüm. hepsi bu.


kadın olarak dünyaya gelişimle de alakalı olabilir çok fazla düşünmek. başkaları için de hatta. erkekler düz mantık, kadınlar hep detaycı. hep her şeyi düşünen.

bizim evde de böyle. bir an anımsadım, ilkokul zamanlarım. babam için bizi okula bırakmak, sabah kalk, okul formanı giy, tut babanın elinden, hadi okula.. böyle kolay. düz mantık dedik ya.

ee peki öncesi? bizim uyanmamız, kahvaltımız, odalarımızın toplanması, çantamız hazır mı?, kahvaltı, formalar ütülü mü, saçım toplu mu? ve daha aklıma gelmeyenler..

bunlar annelerin işi. en küçük ayrıntıya kadar. çok düşünüyoruz, çok ayrıntıcıyız, olmak zorundayız.

işte bu yüzden erkekler baba, kadınlar anne. hep söylerim ;)

...


ben biri için önemli olan herhangi bit şeyi unutmuyorsam, onun yanında olmam gereken her özel anında yanındaysam, karşımdakini öylesine bir günde mutlu edebiliyorsam, onu çok düşünüyorsam, ondan da bunu bekledim kendim için. X kişisi için, aybikem gibi düşündüm. aybikem hep yanındaydı, o da şimdi yanımda olsun. aybikem şu özel günü unutmadı, X'de unutmasın. X'de aybikem'e güzel sürprizler yapsın. X'de aybikem'in X'i düşündüğü kadar aybikem'i düşünsün istedim. bekledim. olmayınca üzüldüm. üzüldükçe üzülmemem gerektiğini öğrendim. kimseden bir şey beklememem gerektiğini öğrendim. beni mutsuz eden her neyse, durum-kişi farketmezsizin hayatımdan çıkarmayı öğrendim. kişileri aybikem gibi düşünmeden sevmeyi öğrendim. büyümek sanırım bu. ya da akıllanmak.

sınıflandırdım kişileri.
ayşeyle sinemaya gitmek mi zevkli oluyor? -ayşeyle sadece sinemaya gittim.
merve çok iyi sır mı tutuyor? -ona sadece sırlarımı verdim.
mertle gece eğlenmek mi en keyiflisi? -mertle sadece gece çıktım.

özel alanımdakileri saymıyorum. onlar canlarım. onlarla herşey güzel ;)

uzun vadede plan yapmamayı çok sevdim.
yarını, bugünden daha fazla önemsememeyi çok sevdim.
adım atarken, 1 adım sonrasını değil de, attığım adıma odaklanmayı çok sevdim.
"o ne der" diye düşünmeyi çöpe attım. artık sadece aybikem'i mutlu edecek şeyler yapıyorum.
"an"lık yaşamak çok keyifli. "şimdi"nin tadı muazzam.
çok yaşanası.

siz de deneyin ;)
öperim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder